Bir erkeğin belli de en ilginç ve zorlu dönemi ortaokuldan
liseye döndüğü zamandır.
Ne çocuktur, ne de genç... Bir elinde oyuncağı, diğer elinde bir kızın elinin hayali...
Ne çocuktur, ne de genç... Bir elinde oyuncağı, diğer elinde bir kızın elinin hayali...
Kendini kabul ettirme, fark edilme ihtiyacındadır. Hiç
bilmediğiniz müzik gruplarını biliyormuş gibi yaptığınız zamanlar...
Anlamadığını esprilere güldüğünüz, insanlara isimler taktığımız, inek gibi
gözükmemek için uğraştığımız zamanlar... Bir ilişkinin neden başlayıp, neden bittiğini
bilmediğiniz zamanlar...Büyük değişimlerin oluşmaya başladığı zamanlar.
Tam da maske ve roller ile ilgili bir yazı yazarken
seyrettiğim bu film saf çocukluktan maskelerin takılmaya başlandığı ortaokul
sonu, lise başlangıcını konu alıyor.
Hem de hikaye 80’li yıllarda geçiriyor, karışık müzik kaseti
çekip, kapağını kendiniz hazırlamışsanız, size çok nostaljik gelecektir film.
Maskeleri neden mi takarız? Dört Anlaşma kitabının yazarı Don
Miguel Ruiz'in dediği gibi:
“Kendimiz için yeterince iyi değilizdir. Çünkü kendi mükemmellik imajımıza uygun değilizdir. Olmadığımız biri olduğumuz imajını vermeye, kendimizi öyleymiş gibi göstermeye çalışırız. Bunun sonucunda kendimizin suni olduğunu hissederiz ve başkalarının bunu görmesini engellemek için sosyal maskeler giyeriz.İnsanlar kendilerinin mükemmel olmadığının sizin tarafınızdan keşfedilmesinden korkuyorlar.Sosyal maskeden sıyrılmak acı vericidir.”
Filmin kahramanı liseye çeken çaylak Charlie’dir. Uyum
problemi yaşarken, son sınıfta olan Patrick ile arkadaş olurlar... Yine son
sınıfta olan Patrick’in üvey kız kardeşine gizliden gizliye aşık olur. Yan rolde
olan Patrick kendi gibi davranan ve maske takmamak için direnen olağanüstü bir
arkadaştır.
Charlie, Patrick ve Sam ile beraber takılarak müthiş deneyimler
yaşamaya başlar; filmin en ünlü repliği Charlie’den gelir:
“Şu anda hayattayız, ve bu anda yemin ederim ki biz sonsuzuz.”
Filmin kadrosu doğal olarak gençlerden kurulu. Büyünce de
güzel olacağı tahmin edilen Emma Watson ve Logan Lerman’ın yanısıra Patrick’i canlandıran
Ezra Miller dikkatleri çekiyor. 1992 doğumlu Ezra Miller son dört uzun metrajlı filminde çok
başarılı performanslar sunuyor, özellikle We
Need to Talk About Kevin (2011) rolü unutulmaz... Bu filmde de ön plana
çıkmış.
İşte filmden akılda kalacak replikler.
Sam: Neden biz bir hiçmişiz gibi davrananlardan hoşlanıyoruz?
Charlie: Biz, layık olduğumuzu düşündüğümüz sevgiyi kabul ediyoruz.
Patrick: Hey millet C- aldım! Ortalamanın altındayım, yaşasın!
Charlie: Mary Elizabeth herkesten nefret etmesinin yanı sıra içinde iyi bir insan.
Charlie: Sam, ne kadar çılgın olduğunu bilseler, kimse seninle konuşmazdı, bunu hiç düşündün mü?
Sam: Her zaman.
Charlie: İşte bu benim hayatım. Ve bilmeni isterim ki, hem mutluyum, hem üzüntülü ve hala bunun nasıl olabileceğini anlamaya çalışıyorum.
Charlie: Doktorum dedi ki, nereden geldiğimizi seçemeyiz ama
nereye gidebileceğimizi seçebiliriz.