13 Ocak 2011 Perşembe

Black Swan

"Kusursuzluk, sadece kontrol değildir, aynı zamanda kendini serbest bırakabilmektir."

Film Kuğu Balesi'nde başrol oynamak isteyen bir genç kızı (Natalie Portman) konu alıyor. Eski başrol oyuncusu olan Beth (Winona Ryder) kendisinden 10 yaş küçük olan Natalie Portman'a gerçek hayatta da tahtını kaybediyor gibi... Portman'ı ilk defa 13 yaşında oynadığı Leon filminde hatırlayabiliriz; müthiş bir ivme ile oyunculuğunu üst noktaya çıkartıp Siyah Kuğu ile Altın Küre Ödülü'ne da hak kazanıyor.

Gelelim filme; öncelikle Kuğu Gölü balesinin hikayesini hatırlayalım:

"Kötü bir büyücü çok güzel bir kıza kuğuya çevirmiş, gölün sularıysa o ve arkadaşları için ağlayan ailelerin gözyaşlarından oluşmuştur. Büyüyü bozacak tek şeyse, bir erkeğin ona tüm kalbiyle aşık olmasıdır. Prens, Odette'e aşık olur ve aşkını söyleyecekken, büyücü gelir! Odette'i elinden alır ve kuğulara yüzmelerini emreder.

Ertesi gün yaş günü kutlaması devam ederken, Prens'in annesi oğluna kızlardan birini seçmesini ister. Prens'in aklıysa Odette'dir, ama yine de annesinin hatırına kızlarla dans eder. O sırada büyücü kendi kızını büyüyle Odette'e benzetmiştir ve dans salonuna getirir. Prens kıza hayran kalmıştır. Olanları bilmeyen Odette ise pencereden onları izliyordur. Prens, sahte Odette'e (Odil) aşkını ilan ederken, gerçek Odette, oradan kaçar ve tam o sırada Prens hatasını anlar. Odette'in peşine düşer. Odette üzgün üzgün göle gitmiş, diğer kızların yani kuğuların arasına karışmıştır. Prens, kızı bulur ve olanları anlatıp, kızın kendisini affetmesini ister. Tam o sırada kötü büyücü ve kızı gerçek, korkunç yüzleriyle oraya gelirler. Büyücü Prens'ten sözünü tutup, kendi kızıyla evlenmesini ister ve dövüşmeye başlarlar. Prens, Odile'le evlenmektense, ölmeyi tercih edeceğini söyler, ve Odette'in elinden tutup, birlikte göle atlarlar. Büyü bozulur ve kalan kuğular insana dönerler. Kötü büyücü ile kızını da suya atarlar, onlar da Prens ve Odette gibi boğulurlar. Kızlar, Odette ve Prens'in Kuğu Gölü'nün üzerinde Cennet'e doğru giden ruhlarını izlerler..."

Balede iki rolü birden oynacak olan Nina temiz ve saflığı temsil eden "Beyaz Kuğu" rolünü başarı ile oynarken; hırs ve şehveti temsil eden "Siyah Kuğu" rolünü oynamakta zorlanmaktadır.

Nina'nın annesi vakti zamanında balerin olan, 28 yaşında Nina'ya hamile kaldığı için baleyi bırakan (?) ve bunun suçunu kızına yıkan bir kadındır.
Aşırı kontrol ve suçmalarından dolayı Nina çok kontrollü, kendi kasan ve kusursuz bir bale yapmak dışında düşüncesi olmayan bir şizofrene dönüşmüştür. Tüm bastırdığı duyguları onda karşı bir kişilik oluşturmuş ve Nina bu kişiliği hayal etmektedir...


Filmin insanı ürperten gerilim tarafı da bu karakterden dolayı geliyor.

Cinsel dürtülerini bile açığa çıkartamamış olan Nina, bu zıt karakteri sayesinde Siyah Kuğu rolünü muazzam bir şekilde başarıyor ama bunun bedelini ödeyerek...

Ebeveynler hayatta başaramadıkları hayallerinin suçlarını çocuklarına yıkıp, kontrolcü bir tavır uygulayabiliyorlar... Daha sonra bu bastırılmış duygular olumsuz bir şekilde mutlaka ortaya çıkıyor.


Filmin en etkili sözü ise kusursuzluğun ancak insanın kendini rahat bırakarak, yaratıcılığı ortaya çıkararak yapabileceği...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder