“Geçmişi kontrol eden geleceği kontrol eder. Şimdiyi kontrol eden geçmişi kontrol eder.”
İnsanlık tarihine baktığımızda her dönem savaşlar görüyoruz.
Okullarda tarih diye öğretilen devletler onların savaşlarından oluşuyor.
Kimileri diyor ki bu insanın doğasında var. Yirmici yılda bu durum insanlığı yok
edecek noktaya geldiğinde, sıcak savaş daha çok soğuk savaşa dönüştü. Sanal
tehditler, varsayımlar bu şizofren durumu devam ettirdi. Matrix filmindeki bir gerçeklik devam etti, ediyor. Peki, neden
böyle bir sisteme ihtiyaç var? İnsan zihninin çalışma prensibi korku
temellidir. Bizi hayatta tutmak isteyen beynimizin en eski kısmı sürüngen
beynimizin üç temel reaksiyonu vardır: Kaç, savaş veya hareket etmeden kal...
Bu korku onu her şeyi kontrol etme güdüsü ile kuşatır. Zıtlıklarla
öğrenen beynimiz için kontrolün en kolay yolu karşıtlıklar, ikilik
oluşturmaktır. Düşman, sistemin yaşaması için olmazsa olmazlardandır. Fiziksel
veya sanal...
“Ne geçmiş, ne gelecek, ne de şu an kendi içinde vardır. Gerçeklik insan zihnindedir. Hatalar yapan ve yakında ölmek üzere olan akılda değil, kolektif ve ölümsüz Parti aklındadır.”
1984 filmi, George Orwell’in aynı adlı romanından uyarlanmış
bir baş yapıt. Yazarın bu kitaptaki ana fikri şöyledir: “Evrensel kandırmaca
dünyasında, doğruyu söylemek devrimsel bir harekettir.” Bu filmde kontrol hat
safhadadır ve sanal bir dünya içerisinde insanlar köle gibi yaşamaktadır. Bu
durum Yirmi birinci yüzyıldan farklı mı dır? 9/11 denilen hikayede tavşanın
ışığa baktığı gibi bakmadı mı insanlar? Orwell, romanında zihinsel uykuda olan
insanoğlunu uyanmaya ve doğru düşünmeye davet eder gibi...
Filmin diğer ilginç taraflarından biri de düşünce ve
kelimeler üzerindeki felsefesi... Sistem konuşmayı ve iletişimi asgari düzeye
indirmeye çalışırken, düşüncelerin üzerine çıkmak ve gerçeğin farkına varmak
asıl amaç. İllüzyon ya vardır ya yoktur. Bir şey ya gerçektir ya da değildir.
Ya Matrix’desinizdir ya da değil...
*Kelimelerin yok edilmesi güzel bir şey.
-Dil mükemmel olduğunda devrim tamamlanacak.
*Tercümeden alınan sırlar doğrudan düşünceye, otomatik olarak yanıta dönüşecek. Öz disipline gerek yok. Dil boğazdan geliyor, beyinden değil.
*Tercümeden alınan sırlar doğrudan düşünceye, otomatik olarak yanıta dönüşecek. Öz disipline gerek yok. Dil boğazdan geliyor, beyinden değil.
Filmin kahramanı Winston ise bilmektedir, bir şey bu sistemi
eninde sonunda yenecektir.
Onun için önemli olan hayatta kalmak değil, insan kalmaktır...
*Nefret, hayatın korkusu.
-Neden nefret, sevgiden daha az hayatidir?
*Bilmiyorum ama hayat seni yenecek.
-Hayatı hem anlamda kontrol ediyoruz. İnsan doğasını yaratıyoruz. İnsanlar son derece yumuşaktır. İnsanlık vücuttur.
-Neden nefret, sevgiden daha az hayatidir?
*Bilmiyorum ama hayat seni yenecek.
-Hayatı hem anlamda kontrol ediyoruz. İnsan doğasını yaratıyoruz. İnsanlar son derece yumuşaktır. İnsanlık vücuttur.
“Gerçek var, ve yalan var. Özgürlük iki artı ikinin dörde
eşit olduğunu söylemektir.”
“Hiyerarşik bir toplum, sefalet ve cehaletin temelinde
mümkün olan tek şeydir. Prensipte savaş çabası, toplumu açlıktan ölmek üzere
tutmak için planlanmıştır. Savaş, aslında ona karşı olan yönetici gruplar
tarafından sürdürüldü. Ve amacı zafer kazanmak değil toplumsal yapının
sağlamlığını korumaktır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder