Jude’un hayatı
düzensizdir; birçok tek gecelik ilişkinin yanında, iş hayatında dilediğini
yapamamaktadır... İşe geç kalır... Dağınık bir hayat yaşamaktadır. Babasına
ismi ile hitap eder.
Babası Paul, eski
yıldızlardan biridir ve ilerleyen yaşına rağmen, yeni bir “single” çıkarma hayali ile yaşar. Jude ise babasını eleştirir;
babası da onu... Babasının kızının şarkıcılığını küçümsemesi Jude’un öz-güvenini
sarsar. Babası beş kere boşanmıştır. Bu durumdan etkilenen Jude, bir çok kişi
ile birlikte olur.
Ailesinin ilişkisine saygısı olmayan çocuklar, kendi ilişkilerinde de benzer durumlar yaşayabilirler.
Çocuk olarak ya uyum sağlar; uslu ve düzenli oluruz, ya da
tam tersini yapar; tamamen zıtlaşırız. Sonuç her iki durum da aynıdır:
Aradığımız ebeveyn sevgisidir...
Jude, evli psikoloğu ile birlikte olmaktadır. Her şeyin
başlangıcında ise babasının annesini aldatması vardır. Babası ise kabul eder: “Kötü
ebeveyn, kötü eş, kötü kararlar...” Jude, babasını gerekli sorumlulukları
almamakla suçlar ve babasının davranışlarından dolayı perişan olduğunu iddia
eder. Paul ise belki de bir kere olsun doğru bir cümle kurmuştur:
“Yeni nesilde kendi sorunların için aileni suçlamak standartlaştı, biliyorum ve kendi problemlerimin utancını kabul ediyorum, seninkileri de ama seni mutsuz eden her şey için beni şamar-oğlanı yapamazsın. Bana teşekkür etmelisin – Suçlarından sıyrılman için bir kart verdiğim için. Ne yaptığının önemi yok, omuz silkip beni suçlayabilirsin. Çocuk olduğumu düşünüyorsun. Belki de... Sen bir yetişkinsin Jude. Neden büyümüyorsun? Kendi pisliğin için başkalarını suçlamayı bırak...”
Ne olursa olsun? Kim olurlarsa olsunlar? Ebeveynlerimiz bize
hayat vermişlerdir. Ellerinden gelenin en iyisi yapmışlardır. Başımıza gelen sevmediğimiz
olaylar ise ne kadar ağır olsa da bizi güçlendirir...
Olanı olduğu gibi görmek, kabul etmek ve minnet duymak özgürlüğe, yetişkin olmaya atılacak adımdır.
Olanı olduğu gibi görmek, kabul etmek ve minnet duymak özgürlüğe, yetişkin olmaya atılacak adımdır.
Başarı
Başarı son derece tehlikeli bir kavramdır. Eğer yan ürün
olarak değil de, hedef olarak konulursa zihin asla hedefe doymaz; başarının
son kullanma tarihi çok yakındır... Paul’un yorumları başarı bağımlılığını
açıkça gösterir. Muhtemelen o da kendi ebeveynlerinden sevgi alamamıştır...
“Bütün başarılara sahip olabilirsin... Paraya kıçımın şöhretine... Ama satın alamayacağın şey yeniliktir. Kim olduğun umurumda değil, er ya da geç eski bir haber olacaksın ve bu daha az iyisin demek değil ama hayranların seni terk edecek... Onların iyiliğini düşünerek, bunu tekrar aynı yoldan yapamazsın...”
Ne başkaları için, ne
başkalarının övgüleri için, ne de kendi egomuz için çalışmalıyız. Yaptığımız iş
olduğumuzda, işin kendisi meyvelerini kendi verecektir... İş ve öz varlık
işbirliği içerisinde başkalarına faydalı olacaktır.
Öte yandan, Jude, ne kadar babasından nefret etse de onun
izinden gider ve şarkıcı olur. Bu durumdan Jude rahatsız olmaktadır... Jude için artık geçmişle yüzleşmek ve hayata doğru adım atmanın zamanı gelmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder