“Hayat bize 1 milyar yıl önce verildi. Onunla ne yaptık?”
İşte film bu soru ile başlar... Ve yaşamın evrimin sırları üzerine aksiyon dolu felsefe dolu bir hikaye olarak
devam eder...
Film evrimin tek bir bütünden çoğalarak genişlemesi, insanın
evrimi üzerine özellikle beyne odaklanarak kurgulanmış. Her ne kadar beynimizin
%10’unu kullanıyor olduğu bir efsane olsa da filmde bir çeşit hücre çoğaltan
uyuşturucu fazla aldıktan sonra beyin kapasitesi hızla çoğalan Lucy’nin
algıları, farkındalığı ve yetenekleri hızla gelişir. Bunu beynin kapasitesi
yerine farkındalığın bir anda açılması gibi de yorumlayabilirsiniz. Lucy’nin
yaşadığı para-normal yeteneklere sahip olan bazı kişilerin zihinlerini
sakinleştirip, yoğun meditasyon ve enerji çalışmaları ile benzer seviyeye ulaşıldığı biliniyor.
Lucy sonuç olarak beynin onu değil, onun beyni kullandığı
bir aşamaya geliyor. “İnsanlık” diye tanımladığı duygusallıktan çıkan Lucy, tüm
hücrelerin milyarlarca yıldır taşıdığı bilgilere ulaşmaya başlıyor.
Konunun ayrıntıları anlatan Profesör Norman’ın dediği gibi:
“Biz insanlar olmaktan çok sahip olmakla ilgileniyoruz.”
“Biz insanlar olmaktan çok sahip olmakla ilgileniyoruz.”
Lucy: “Cehalet kaos yaratır, bilgi değil...”
Lucy zihninin açılması ile bilgeliği artar, artık
başkalarını kontrol etmenin yanı sıra varoluşun arkasındaki sırlar üzerine
yorumlar yapar. Düşük benliğimizin bir ürün olan egoyu kastederek, varlığımızı
insan seviyesine indirgediğimizi, mantığımızın algılayabileceği kadar anlaşılır
hale getirdiğimizi anlatır. Böylece ölçülebilir bir dünya yaratıp, ölçülemez
sırları unuttuk.
Bu da Kuantum fiziğinin güzel bir tarifi; bilim adamları
maddenin derinliklerine daldıkça ne ölçülebilir bir şey buldular ne de zaman...
Geriye sadece ilişkiler kaldı. Her
şeyin bir enerji olduğunu ve diğer enerjiler ile etkileşim içinde bağlı
olduğunu keşfettiler.
“Önemli olan zaman değil, önemli olan yaşam...”
LUC BESSON
Scarlett Johansson ve Morgan Freeman’dan öte film yazarı ve yönetmeni Luc Besson’dan bahsetmek daha doğru olacaktır. Taxi ve Transporter gibi sadece aksiyon içeren filmler de yapsa Luc Besson dönem dönem çok sıra dışı yapımlarla kendini öne çıkartıyor. İşte bunlara örnek:
The Big Blue (1988), The Fifth Element (1997)
Leon: The Professional (1994), Angel-A (2005)
Leon: The Professional (1994), Angel-A (2005)
Her ne kadar Fifth Element’in önüne geçmek zor olsa da Lucy
kanımca Besson’un içerik ve bakış açısı olarak en iyi yapımı.
Ayrıca Besson’un mizahi yanını da film de bolca görüyoruz.
Komik bir karakter olan polis Del Rio ile yakınlaşan Lucy’nin diyalogları
muhteşem:
Pierre Del Rio: Öleceğimize geç kalmayı tercih ederim.
Lucy: Gerçekten hiç bir zaman ölmüyoruz.Tüm bu maceranın sonunda ise Lucy tüm bilgilerini insanoğluna aktarmanın bir yolunu bulur ve sorunun cevabı artık verilmiştir:
“Hayat bize 1 milyar yıl önce verildi. Şimdi onunla ne yapacağımızı biliyoruz...”
Tek başıma izlediğim bir filmdi sonu çok saçma bitti bence başlangıç güzel sonra kadının bilgisayar olması falan mantıksız :(( çekilişim var beklerim
YanıtlaSilYorum için teşekkürler... Benim bakış açıma göre Lucy bilgisayara dönüşmüyor. Farkındalık seviyesi çok üst düzeye çıktığı için Hakikati kavrıyor ve yetileri sonsuz veya Tanrı gibi bir mertebeye çıkıyor. Tüm bu bilgileri insanlığın hizmetine sunuyor, bunu görsel olarak vermek zor bir olay sonuçta... Temelinde fiziksel bedenden ayrılıp ruh olarak her yerde var olabilir bir hal alıyor... Sevgiler
YanıtlaSilBence çok güzel hazırlanmış çok iyi bir yabancı filmdir yapımcısı çok zeki bence :)
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkürler. Sevgiler :)
Sil