Kız çocuklarının ilk flörtü babalarıdır. Bu masum ilişki, kızlar
için erkeklerle olan ilişkinin güvenli bir provasıdır sanki. Öte yandan bu
baba-kız yakınlığı ergenlik döneminde, kızın annesine doğru hareketi ile
değişmelidir. Bu babasını sevmeyecek anlamına gelmez. Kadın olmak için gereken
bu hareket, belli dinamikler yüzünden kesintiye uğrayabilir. Anne, bir şekilde
fiziken veya ruhsal olarak mevcut olmayabilir. Belki de, doğum sırasında anne ile
kurulması gereken bağ hiç kurulmamıştır. Diğer bir olasılık ise, baba ile
özdeşleşmenin çok yoğun olması olabilir. Çocuk, bir anlamda “bunu senin için”
veya “senin yerine” yapıyorum demektedir. Tüm bu anlatılanlar, bilinçaltı bir
seviyede işlemektedir. Babası erkenden vefat etmiş veya çok uzakta olabilir...
Özdeşleşme için mekanın uzak olması fark etmez.
Babasına fazla düşkün kızlar, ömürleri boyunca,
bilinçaltından gelen bir güdü ile babalarını ararlar... Bu da bir sürü
başarısız ilişkiyi peşinde getirir. Baba, çocuğa "güven"
vermelidir, kendi ilişkilerinde güvenilir olsun ki, kız da diğer erkeklere
güvenebilsin. Baba ile bu sağlıklı ilişki kurulduktan sonra, kızın
"kadın" olabilmesi için anneye olan harekete ihtiyacı vardır...
Ergenliğinde annesine yürüyen kız, kadın olmayı ondan öğrenir. Her iki
ebeveyninden yeteri kadar beslenen kız, artık sağlıklı ilişkiye hazır hale
gelebilir...
Anne ve babadan ayrılmak, hayata doğru gitmek çocuğun
elindedir. Suya atlamadan yüzmeyi öğrenemez. Dilediği zaman onlardan yine
alabileceğini bilmenin güveni ile bilinmeyen hayatın hediyelerini almaya doğru
yola çıkar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder