“Dünya’nın etrafındaki bir uydudayım. Burada olaylara bakış açımı geliştiriyorum. Uzayı seviyorum. Uzayda sorun yoktur. Yanlış anlamalar yoktur. Kaos yoktur. Çünkü uzayda hislere yer yoktur.”
Simon, Asperger Sendrumlu* bir gençtir. Empati kurma yeteneği
gelişmediğinden sadece abisi Sam ile anlaşabilmektedir. Bu sebeple abisi ve
onun kız arkadaşı Frida ile yaşamaya başlar. Simon hiçbir değişikliğe tahammülü
olmayan bir hayat ister. Bu koşullara daha fazla dayanamayan Frida evi terk eder.
Simon, düzeni tekrar sağlamak amacıyla abisine bir kız arkadaş arayışına girer.
Simon’un hayata basit bakış açısı müthiş gözlemler yapmasını
sağlar. İnsanların birden mutlu bir halden üzgün olmaları, göz göre göre yalan
söylemeleri onu şaşırtır. Bilimde çok iyi olan Simon, abisine onun tam zıddı
bir kız arar; zıd kutuplar birbirini çekecektir! Ama hiçbir şey planlandığı
gibi olmaz.
Her şeyi kendimiz yaratırız, ancak olayların nasıl meydana
çıkacağını bilemeyiz; bu tohumu ekip, suyu verip bitkinin çıkmasını beklemek
gibidir. Ya peki Simon’un hayatındaki yanlış anlamalar, yargılar,
beklentiler olmasaydı? Ya peki duygu dediğimiz zihnimizde oluşan elektrik
sinyallerine bu kadar kapılmasaydık, Simon gibi kendimiz olsaydık?
Ya peki etiketlediğimiz sendromlar olmasaydı? Yoksa bize mi “Zihin
Sendromlular" derlerdi?
Türkçeye “Aşkın Formülü Yok” diye çevrilen film 2010 yapımı.
Oyuncular Bill Skarsgård, Martin Wallström ve Cecilia Forss çok başarılı
oynamışlar. Çok keyifli bir film...
“Her iyi sosun içinde biraz acı vardır, tıpkı hayat gibi...”
*Asperger
Sendromu (Kaynak: Wikipedia)
Empati
gösteriminin eksikliği büyük ihtimalle Asperger sendromunun en önemli fonksiyon
bozukluğudur. AS’i olan bireyler sosyal etkileşimin en temel noktalarında
zorluklar çeker, bunlar arkadaşlık kurmakta başarısızlık, diğerleriyle
kendiliğinden gelişen ilgilerden ya da başarılardan zevk alma, sosyal ve
duygusal karşılıklılık eksikliği, ve göz teması, yüz ifadesi, duruş, ve el
hareketleri gibi sözel olmayan davranış eksiklikleridir.
Otistiklerin
aksine AS’li insanlar genellikle kendi içlerine kapanık değildir, beceriksizce
de olsa başkalarına yaklaşırlar, örneğin favori konuları hakkında tek yanlı,
uzun soluklu bir konuşmaya başlarlar ama dinleyicilerinin sıkılma ya da bir an
önce oradan ayrılma gibi tepkilerinin ve duygularının belirtilerinin farkına
varmazlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder